Ana sayfa

 

KASAME / KASSAME:

 

Kasâıne sözlükte güzel yüzlülük ve yemin manâlarına gelir. Istılahı tarifi mezheplere göre farklılık arzeder. Hanefilere göre kasâme: "Katili bilinmeyen ve üzerinde katil izleri bulunan bir maktulün bulunduğu yer halkından elli kişinin usulü dairesinde yemin etmeleridir."

 

Hanefilerin bu tarifini biraz açarsak kasâme kelimesinin manâ ve mefhumu daha iyi anlaşılacaktır.

 

Bir köyde, kasabada veya mahallede yahut bu meskûn mahallere ses ulaşacak bir mesafede yada birisinin mülkünde bir Ölü bulunsa ve bu ölünün üzerinde darb izi, bıçak ve kurşun yarası gibi kati alâmeti olsa ve katili bilinmese, o mahallin halkından elli kişiye; "Bu adamı ben öldür­medim ve öldüreni de bilmiyorum" diye yemin ettirilir. İşte buna kasâ­me denilir. Yemin ettikleri zaman diyeti verirler, kısastan kurtulurlar. Yemin etmeyen çıkarsa, edinceye kadar hapsedilir.

 

Şayet katil iddiası diyeti gerektiriyorsa ve kendilerine yemin tevcih edilenlerden bazıları yeminden kaçınırlarsa diyetin tümü yeminden ka­çanların âkılesi tarafından ödenir. Hepsi yeminden kaçınırsa katli ikrar veya yemin edinceye kadar hapsedilirler.

 

Burada özellikle dikkat çekmek istediğimiz nokta, kasamede yemi­nin katil zanlılarına yani maktulün bulunduğu bölge halkına yöneltilme-sidir. Diğer mezheplerde durum farklı olduğu için bu noktaya dikkat çe­kiyoruz.

 

Şafiî meshebinde Kasâmede yemin, maktulün bulunduğu bölge hal­kına değil, maktulün velilerine yöneltilir. Bu mezheb ıstılahında kasâme: "Maktulün velilerinin yapacakları elli yemindir" şeklinde tarif edi­lir.

 

Tarifi biraz açalım: Bir adam öldürülüyor ve maktulün velilerine gö­re zanlısı yada zanlıları var. Ama ellerinde onun katil olduğuna delâ­let eden beyyine yok. İşte bu durumda maktulün velisi muayyen bir şa­hıs için "bu katildir" derse kendisine (veliye) elli kez yemin ettirilir. Eğer veli birden fazla ise her birisine mirastaki hissesine göre yemin ettiri­lir. Şayet maktulün velisi durumunda olan kişi birisinin katil olduğunu iddia eder ama yemin etmekten kaçınırsa, bu kez dâvâlı durumunda ola­na elli kez yemin etmesi teklif edilir. Yemin ederse kendisinden diyet alınmaz. Ama yemin etmezse diyet verir. Katil iddiası ister amden ister hatâen olsun  farketmez,

 

Mâlikîlerde de yemin maktulün âkil ve baliğ olanla velilerine tevec­cüh eder. Şayet bunlar birisinin katil olduğuna ve katlin teammüden vu­ku bulduğuna elli kerre yemin ederlerse kısas, hatâen öldürdüğüne ye­min ederlerse diyet hükmedilir.

 

Mâlikîlere göre birisini, bilinmeyen bir adam öldürse ve bir toplu­luğun içine karışsa, maktulün velileri de herhangi bir şahsı itham et­mese o topluluktakilerin her birine kendisinin o şahsı öldürmediğine ve öldüreni de bilmediklerine dair yemin ettirilir. Yemin ederlerse bir mü­kellefiyetleri kalmaz. Yemin etmezlerse müştereken maktulün diyetini verirler. Bir kısmı yemin eder, bir kısmı yemin etmezse diyet yemin et­meyenler tarafından ödenir.

 

Hanbelîlerde yemin önce katilin erkek varislerine, onların yemin­den kaçınmaları halinde de dâvâlıya (müddeâ aleyhe) ettirilir.

 

Kasâmenin meşru kılınmasının bir takım hikmetleri vardır. Bu hik­metleri iki noktada toplamak mümkündür:

 

a- Maktulün bulunduğu bölge halkına yemin ettirilerek diyete iştirak ettirilmesi, onların bölgelerinin huzur ve sükûnuna çalışmalarına, orada­kilerin emniyetini temine gayret etmelerine vesile olur. Böylece sefih ve mütecavizlerin, eşkiyânın bölgelerine sızmasın?., orada üslenmesine mâ­ni olurlar.

 

Ayrıca "biz öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz" şeklindeki bir ye­min onların töhmet altında kalmamalarına, kendilerini temize çıkarmala­rına sebep olur.

 

b- Maktulün,  katili bilindiği zaman, kısas veya diyet yoluyla ölünün

 

yakınlarının acıları bir nebze dindirilmiş, gönüllerindeki alev söndürül­müş olur. Katilin bilinmemesi durumunda acıları ile başbaşa kalırlar. İş­te kasâme yoluyla maktulün velilerine diyet verilmesi veya bâzı mezhep­lere göre kısasa hükmedilmesi onları biraz da olsa rahatlatır.

 

Şüphesiz kasâme konusunu böyle birkaç cümlede, olduğu gibi ortaya koymak mümkün değildir. Mes'ele fıkıh kitaplarında cinayetler bölümü­nün kasâme konusunda enine boyuna açıklanmıştır. Biz burada sadece konu hakkında çok genel bir bilgi vermekle yetiniyoruz.